Yapılan son araştırmalara göre bağırsaklarımızda yaşayıp, bu organlarımızın sağlıklı kalmasını sağlayan probiyotik bakteriler aynı zamanda ruhsal sağlığımızı etkileyebiliyor. Evet, insanlar zaten binlerce yıldır probiyotik bakterileri yemeklere tat versin diye, sindirime yardımcı olsun diye kullanıyordu. Ama artık bu bakterilerin beynimizi de etkilediğini keşfediyoruz. Genel ruh halinden, dikkat dağınıklılığından stresle ve depresyonla başa çıkma yetimize kadar her şey üzerinde etkileri var.

1) Kaygı ve Stres

Sözünü ettiğimiz bu araştırmalar kaygı ve stresle mücadele eden ortalama bir insanın düzenli olarak probiyotik tüketmesinin faydalı olacağını gösteriyor. İnsanlar üzerinde çalışan araştırmacılar, bağırsaklarındaki probiyotik seviyesinin artırıldığı deneklerin olumsuz şeylerle ilgili daha az kaygı duyduğunu ve daha ziyade olumlu şeylere odaklandığını gözlemledi. Kemirgenler üzerinde yapılan yardımcı nitelikte bir çalışmada ise Lactobacillus rhamnosus tüketimi ile kaygı hormonlarının üretiminde ve hipokamptaki kaygı ile ilintili bölümündeki faaliyetlerde bir azalma arasında bir ilişki kuruldu. Bir grup araştırmacı insanlara ve kemirgenlere ilişkin bu bulguları birbirine bağlamak için probiyotiklerin fareler ve insanlar üzerindeki etkisini eşzamanlı olarak test etti. Hem fareler, hem de insanlar stres kaynaklı mide ağrılarını azalttığı bilinen Lactobacillus helveticus ve Bifidocaterium longum isimli probiyotik bakteri türü içeren gıdalardan tükettiler. Araştırmacılar farelerin stres karşısında verdikleri tepkileri daha az gösterdiklerini tespit etti. İnsanlar üzerinde yapılan klinik psikolojik testler ise kaygı, stres, depresyon ve öfke gibi duyguların azaldığını kaydetti.
Bu heyecan verici yeni bulgular doktorları probiyotiklerden nasıl daha fazla faydalanılabileceği konusunda düşünmeye sevk ediyor. Örneğin, savaşta yer alan veya istismar edilen birçok insan trajik bir şekilde travma sonrası stres bozukluğundan muzdarip olabiliyor. Bazı araştırmacılar şimdi bağırsak mikroplarının probiyotiklerle dengelenmesiyle bu bozukluğun ortaya çıkma riskinin azalıp azalmayacağını, hatta geleneksel terapilerin yanısıra probiyotiklerin bu bozukluğun tedavisinde kullanılıp kullanılamayacağını merak ediyor. Bu araştırmacıların hipotezine göre probiyotik tedavisi insanları stresin beyin üzerindeki en şiddetli etkilerinden koruyabilir. Onlara göre günün birinde askerlere savaş gitmeden önce probiyotik yedirildiğini görebiliriz.

2) Depresyon

Probiyotikler depresyon tedavisinde de etkili olabilir. Araştırmacılar depresyondaki insanların bağırsaklarında belli bakteri türlerinin bulunma ihtimalinin daha yüksek olduğunu tespit ettiler. Yapılan üç farklı araştırmada araştırmacılar dünyanın farklı yerlerinde yaşayan depresyondaki insanların bağırsaklarındaki Bacteroidales adlı bakteri türünün seviyesinin normalden daha yüksek olduğunu gördüler. İlginçtir ki Bacteroidales, majör depresif bozukluk, depresyon ve kronik yorgunluk sendromu gibi birbirlerinden farklı rahatsızlıklardan muzdarip insanların sahip olduğu bir ortak nokta.

Hayır, Bacteroidales bakterisinin depresyona neden olduğunu veya depresyonun bu bakterinin birikimine neden olduğunu kesinlikle söyleyemiyoruz. Ama araştırmalar probiyotik içeren bir beslenme düzeninin bağırsağınızdaki dengeyi olumlu yönde kurabileceği ve böylece daha iyi bir ruh hali sağlayacağı fikrini destekliyor. Örneğin 4 hafta boyunca Bifidobacterium Lactis, Streptococcus thermophiles, Lactobacillus bulgaricus ve Lactococcus lactis içeren probiyotik yoğurt yiyen kadınlar üzerinde yakın zamanda yapılan bir araştırmada probiyotik tüketen kadınların beyinlerinde olumlu ruh hali ile ilgili faaliyetlerde bir artış gözlenirken probiyotik içermeyen yoğurt yiyen kadınlarda böyle bir etki gözlenmedi. Bunun üzerinde düşünmeli.

3) Çocuklarda DEHB Riski

Araştırmacılar son olarak probiyotiklerin dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, ve gelişim çağındaki sindirim sistemimizin gelişim çağındaki beynimiz üzerindeki etkisini incelemeye başladılar. Bu konuda çok az sayıda araştırma tamamlanadı, ama 13 yıl süren bir deney çok şey vaad ediyor. Bu çalışmaya göre erken yaşta probiyotik tedavisi çocuklarda DEHB riskini oldukça azaltıyor. Bu deneyde doktorlar yeni doğan bir grup bebeğe ilk 6 aylarında probiyotik verirken diğer gruba vermemiş. Bu bebeklerin büyüyüp ergenlik çağına gelmesi beklenmiş. Araştırmacılar bebekken probiyotik tüketen çocukların hiçbiri DEHB’den muzdarip değilken probiyotik tüketmeyen çocukların %17,1’inin bu bozukluğa sahip olduğunu görünce şaşkına dönmüş. Tabii bu konuda daha fazla araştırma yapılması lazım, ama biz bu deneylerin probiyotik bakterilerin gelişme çağındaki çocuklarda ömür boyu sürecek olumlu etkilere yol açtığına işaret ettiğini söyleyebiliriz.

Hala Öğrenmemiz Gereken Çok Şey Var

Bu makalede probiyotiklerin ruhsal sağlık üzerindeki etkilerine ilişkin çarpıcı şeyler ortaya koyduk, ama araştırmacılar bugün itibariyle elimizdeki bilgilerin sınırlı olduğu konusunda bizi uyarıyor. Aslında probiyotikler beynimizi neden ve nasıl etkiliyor bilmiyoruz. Probiyotikler zihinsel ve duygusal sağlığımıza katkıda bulunabileceklerini gösteriyorlar, ama henüz reçeteli ilaç olacak kadar sıkı bir şekilde analiz edilmiş değiller. Yani eğer doktorunuz size özel bir reçete yazdıysa bunu bırakıp probiyotik almaya çalışmayın. Alacağınız supplementlerden mutlaka doktorunuzu haberdar edin. Daha önemlisi, eğer depresyon veya kaygı bozukluğundan muzdaripseniz önce bir doktora danışın ve sakın kendi kendinizi tedavi etmeye kalkmayın.

Yorum Yazın

Email adresiniz yayınlanmayacak.